Erdemli insan güven verir çünkü sözleriyle eylemleri bir bütündür.

Platon

 

EŞİNİ KISKANMAK BOŞANMA DAVASINDA KUSUR MUDUR?
YARGITAY NE DİYOR?

     

       Evlilik, her toplumun sosyokültürel faktörlerinin ve geleneklerinin tesiri altında göre günümüze kadar evrilerek şekillenmiş olup halen geçerliliğini koruyan bir kurum olmakla birlikte taraflara hukuki birtakım sorumluluklar da yüklemektedir. Örneğin boşanma davalarında eşler arasında yaşanan anlaşmazlıklar ve çatışmalar, hukuki sürecin nasıl işleyeceğini etkileyebilir. Bu çatışmaların bazen hukuki bir dayanağı bulunurken bazen de kişisel ve duygusal sebeplerden kaynaklanabilmektedir. 

     Günümüzde, değişen insani ilişkiler ile sosyal medyanın bireylere sağlamış olduğu tanışma ağı ve geniş sosyalleşebilme imkanları ile evli bireylerin sadakat yükümlülüklerine aykırı davranışları yaygınlaşmış akabinde bu durum boşanma davalarında kıskançlık ve ihanet konulu birçok uyuşmazlığa sebep olmuştur. Taraflar arası kıskanmak, boşanma davasında kusur sayılır mı? Bu sorunun yanıtı aşağıdaki yazımızda Türk Medeni Kanunu'ndaki boşanma sebeplerine, Yargıtay kararlarına ve genel hukuk prensiplerine dayalı olarak değerlendirilecektir.

    Türk Medeni Kanunu kapsamında boşanma sebepleri, evlilik birliğinin devamını imkansız hale getiren durumlar olarak tanımlanır. Boşanma, eşlerin evlilik birliğini sona erdiren hukuki bir süreçtir ve bu süreç belirli yasal nedenlere dayanmalıdır. TMK'da, boşanma sebepleri açıkça belirlenmiştir. TMK'ya göre boşanma sebepleri aşağıda sıralıdır.

 

1. (TMK 166. Madde) Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması
2. (TMK 161. Madde) Zinaya Sebep Olan Davranış 
3. (TMK 162. Madde) Fiziksel ve Psikolojik Şiddet 
4. (TMK 164. Madde) Terk 
5. (TMK 165. Madde) Akıl Hastalığı 
6. (TMK 166. Madde) Evlilik Birliğine Karşı Gelme ve Aileyi Sarsm

 

    Kıskanma duygusu bazen ilişkilerde sınırları koruma ve sevgi gösterisi olarak kabul edilebilir. Sağlıklı bir kıskanmada eşin güvenliğini sağlama isteği de kaynaklanabilir ve bir aşırılık söz konusu olmadığında bu duygu genellikle evlilik için bir tehdit oluşturmayabilir. Ancak kıskanma duygusu, aşırıya kaçtığında ilişkinin dengesini bozarak evlilikte ciddi sorunlara yol açabilmektedir. Aşırı kıskanma eşin her hareketini izleme sürekli olarak şüphe duyma, psikolojik şiddet olarak ortaya çıkabilmektedir. Örneğin eşinin ailesiyle görüşmesi, çalışması,dışarı çıkması, sosyal medya kullanması, arkadaşlarıyla görüşmesi gibi özgürlüklerine müdahale abartılı bulunmaktadır. 

    Bu duygu sebepli ayrılıklar TMK 162. madde 166/1 maddesindeki nedenler ile boşanma sebebi olarak değerlendirilir. Yargıtay, boşanma davalarında kıskanmanın kusur olup olmadığı konusunda çeşitli kararlar vermiştir. Aşağıdaki kararlarda Yargıtay, kıskanmanın boşanma davasında somut olayın niteliklere göre değerlendirmekte, kıskançlık duygusu, kıskanılan eşin özgürlük duygusunu, manevi dünyasını psikolojisini, evlilikteki huzur ve sıhhatini nasıl etkilediğini göz önünde bulundurarak değerlendirmeler yapmaktadır. 

    Yargı kararlarında, kıskançlık duygusunu TMK kapsamında boşanma nedeni olarak sayılması ve kıskanan tarafa kusur atfedilebilmesi için kıskançlığın aşırılığı, kişinin günlük iş ve aile hayatını nasıl etkilediği, yaşam üzerindeki kısıtlamaların kıskanılan tarafta psikolojik şiddet yaratıp yaratmadığını irdelenmektedir. Bazı kararlarda ise kıskanan taraf aşırılıklarda bulunsa dahi kıskanılan tarafın güven sarsıcı davranışlarından dolayı kıskanana değil kıskanılana kusur atfetmiştir.

 

 

GECE YARISI TELEFONLA ARKADAŞIYLA KONUŞAN KOCANIN DAHA KUSURLU BULUNMASI
2. Hukuk Dairesi         2014/1023 E.  ,  2014/11780 K.
‘’…Mahkemenin de kabulünde olduğu üzere, davacı kadının güven sarsıcı davranışları sabit ise de, davalı kocanın tanık Gülten'in de bulunduğu ortamda, eşine ve eşinin ölmüş annesine küfür ettiği, yine getirtilen telefon kayıtlarına göre Arzu adlı kadın ile iş ilişkisinin de ötesinde güven sarsacak düzeyde gece yarısından sonra sık sık mesajlaştığı ve telefon görüşmesi yaptığı anlaşılmaktadır. Gerçekleşen bu durum karşısında boşanmaya sebep olan olaylarda her iki tarafta kusurlu olmakla birlikte kadına göre, davalı kocanın ağır kusurlu olduğunun kabulü gerekir.…’’

 

 

ERKEĞİN GÜVEN SARSICI DAVRANIŞI SEBEBİYLE KISKANAN KADININ KUSURLU GÖRÜLMEMESİ
2. Hukuk Dairesi         2019/1370 E.  ,  2019/6652 K.
‘’…kadının kıskançlığı erkeğin süregelen güven sarsıcı davranışlarına tepki niteliğinde olduğundan, kadına bu kusurun yüklenmesi yerinde görülmemiştir…’’

 

EŞİNİN İŞYERİNİ SÜREKLİ ARAYAN VE EŞİNİ TAKİP EDEN KADININ KUSURLU BULUNMASI
            Yargıtay 2. HD. 2016/16610 E., 2016/16204 K, 20.12.2016 T. 
‘’…davalı-karşı davacı kadına kusur olarak yüklenen eşine yalan söyleyerek güven sarsıcı davranışlar sergilemesi ile ekonomik şiddet vakıasının tarafların evlenmelerinden önce gerçekleştiği anlaşıldığından kusur belirlemesinde dikkate alınamaz ise de, aşırı kıskanç davranışlar sergileyen, gün içerisinde eşinin işyerini sürekli arayarak eşini sürekli takip eden, davalı-karşı davacı kadının boşanmaya sebep olan olaylarda tamamen kusurlu olduğunun anlaşılmasına göre…’’

 

 

KARISININ KIYAFETİNE AŞIRI MÜDAHALE EDEN KOCANIN DAHA KUSURLU BULUNMASI 
2. Hukuk Dairesi 2013/26085 E. ,  2014/9350 K.
‘’…yapılan soruşturma ve toplanan delillerden, davalı kadının aşırı kıskanç davranışları ve birlik görevlerini yerine getirmemek şeklindeki kusuruna karşılık, davacı kocanın eşinin kıyafetine aşırı müdahale ederek eşine baskı uyguladığı, eşini yanına yakıştıramadığını söyleyerek onu aşağıladığı, evliliği beyninde bitirdiğini, annesi ve kardeşinin her zaman önde geldiğini söylediği anlaşılmaktadır. Gerçekleşen bu olaylara göre boşanmaya neden olan olaylarda davalı kadına oranla davacı kocanın daha fazla kusurlu olduğunun kabulü gerekir…’’

 

 

KISKANÇLIK KRİZİ ETKİSİYLE EŞİNE HAKARETLERDE BULUNAN EŞİN KUSURLU BULUNMASI
2. Hukuk Dairesi         2014/9628 E.  ,  2015/807 K.
‘’ …yapılan soruşturma ve toplanan delillerden; davalı-karşı davacı (kadın)'ın, aşırı kıskanç olduğu, eşine sürekli ağır hakaretlerde bulunduğu ve aşağıladığı, buna karşılık davacı-karşı davalı (koca)'nın da, ortak konutu terk ederek birlik görevlerini yerine getirmekten kaçındığı, ailesinin evlilik birliğine müdahalesine sessiz kaldığı ve eşine “eşyalarını alıp, evden ayrılmasını" söyleyerek müşterek konuttan kovduğu anlaşılmaktadır. Gerçekleşen bu olaylar karşısında evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebebiyet veren olaylarda davalı-karşı davacı (kadın)'ın ağır kusurlu olduğunun, evlilik birliğinin devamında taraflar bakımından yarar kalmadığının ve Türk Medeni Kanununun 166/1. maddesindeki boşanma koşullarının gerçekleşmiş bulunduğunun kabulü gerekir…’’

 

 

KARISININ TOPLU TAŞIMA ARAÇLARINA BİNMESİNİ YASAKLAYAN KOCANIN KUSURLU BULUNMASI
2. Hukuk Dairesi         2023/436 E.  ,  2023/1484 K.
 ‘’…erkeğin evlendikleri ilk günden beri aşırı kıskançlık içeren davranışlarda bulunduğunu, sürekli baskı uyguladığını, baskının boyutunun aşırıya kaçtığını, şiddet uyguladığını, kadının giyimine karıştığını, toplu taşıma araçlarını kullanmasını yasakladığını, kadını takip ettiğini, sürekli hakaret ve tehdit ettiğini, fiziksel şiddet uyguladığını, iftira attığını, ortak çocuğun kendisinden olmadığını iddia ederek DNA testi yaptırdığını, böylelikle boşanmaya neden olan olaylarda davacı-davalı erkeğin tam kusurlu olduğundan…’’

 

KOCASININ GECE MEKANLARINA GİTMESİNİ KISKANAN KADININ KISKANÇLIĞININ MAKUL BULUNMASI
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2013/20443 E. 2014/3624 K. 
“…kocanın… pavyon gibi uygunsuz yerlere gitmek suretiyle güven sarsıcı davranışlar sergilediği anlaşılmaktadır. Gerçekleşen bu durum karşısında … eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün bulunmamasına göre… kadının boşanma davasının da kabulüne (TMK md. 166/2) karar verilecek yerde, yazılı gerekçeyle reddi doğru görülmemiştir.” Diyerek eşin pavyon, gece kulübü ve bar gibi yerlere gitmesini güven sarsıcı hareket olarak nitelendirmiştir. 

 

Av. Şevval Taşkın